Tepkisel İstismar: Sessiz Çığlıkların Ardındaki Gerçek

Tepkisel İstismar: Sessiz Çığlıkların Ardındaki Gerçek

İstismar denilince akla genellikle fiziksel, cinsel ya da duygusal şiddet gelir. Ancak bunların dışında toplumda fark edilmesi en zor türlerden biri olan tepkisel istismar, giderek daha fazla konuşulması gereken bir mesele haline geliyor.


Tepkisel istismar, genellikle istismara uğrayan kişinin, yaşadığı travmaların bir sonucu olarak başkalarına yönelik zarar verici davranışlar göstermesiyle ortaya çıkar. Bu tür davranışlar, bireyin kendini savunma mekanizması olarak gelişir; ancak zamanla bir başka mağduriyetin kapısını aralayabilir.


Bu Tür İstismar Neden Oluşur?


Tepkisel istismar çoğu zaman çocuklukta başlayan travmalarla bağlantılıdır. Örneğin; ailesi tarafından fiziksel ya da duygusal şiddete maruz kalan bir çocuk, ileriki yaşamında ya kendini değersiz hisseder ya da yaşadığı çaresizliği kontrol edebilmek adına başkalarına hükmetme eğilimi gösterebilir. Bu durum, kişinin farkında olmadan çevresindekilere zarar vermesine neden olabilir.


Mağdur-Mağdur Eden Döngüsü


Bu istismar türünde dikkat çekici olan, istismarcının aslında bir zamanlar mağdur olmuş olmasıdır. Toplumda çoğu zaman “kötü niyetli” olarak etiketlenen bireyler, aslında bastırılmış travmalarını yansıtan davranışlar sergiliyor olabilir. Bu döngünün kırılması ise ancak farkındalık, psikolojik destek ve toplumsal bilinçlenme ile mümkün olabilir.


Tepkisel İstismar ile Nasıl Mücadele Edilir?

  1. Farkındalık: İlk adım, bireyin kendi davranışlarını sorgulamasıdır. Neden bu şekilde tepki veriyorum? Bu öfkenin kaynağı ne?

  2. Profesyonel Destek: Psikolojik danışmanlık ve terapi süreçleri, bu davranışların kökenine inmekte büyük rol oynar.

  3. Toplumsal Destek: Eğitim kurumlarında, ailelerde ve sosyal çevrelerde sağlıklı iletişim modellerinin geliştirilmesi gerekir.

  4. Etiketlemeden Uzak Durmak: Her öfke patlamasının ardında “kötü biri” yoktur. Bazı insanlar sadece kendilerini korumayı yanlış öğrenmiştir.


Özet:

Tepkisel istismar, toplumda çoğu zaman görmezden gelinir veya yanlış anlaşılır. Oysa bu davranış biçimleri, geçmişin derin yaralarından izler taşır. Hem bireysel hem de toplumsal olarak iyileşmenin yolu, empatiyle yaklaşmak ve çözüm yollarını birlikte aramaktan geçiyor.

Aldatan Kişinin Tepkisel İstismarı

  1. Suçluluk Yükleme (Blame shifting):

    “Ben seni aldatmadım, senin ilgisizliğin beni bu noktaya getirdi.”

    → Bu, kendi sadakatsizliğini partnerin davranışlarıyla gerekçelendirme çabasıdır.

  2. Gaslighting:

    “Sen çok paranoyaksın, ben kimseyle bir şey yaşamadım.”

    → Karşı tarafı kendi akıl sağlığından şüphe ettirmeye çalışır.

  3. Mağdur Rolüne Bürünme:

    “Ben zaten çok yalnız hissediyordum, kimse beni anlamıyordu.”

    → Kendisini kurban gibi göstererek aldatmanın sonuçlarından kaçmaya çalışır.

  4. AşırıTepkiGösterme                 Manipülatif Üzüntü:

    “Nasıl böyle düşünebilirsin, beni nasıl bu kadar kötü görebilirsin?”

    → Bu da karşı tarafı suçlu hissettirmeye yöneliktir.


Psikolojik Açıklama:

Bu tür davranışlar genellikle sorumluluk almaktan kaçınan, narsistik eğilimleri olabilen bireylerde görülür. Duygusal manipülasyon, partneri kontrol altında tutma, kendini temize çıkarma ve ilişki içindeki güç dengesini değiştirme amacı taşır.

Not: Biraz daha yaşamak isteyen bu kişiyle karşılaşırsa “En yakın acil çıkış kapısına koşsun!

Ücretsiz Ön Görüşme

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neden? BDT, Neden Şimdi?

BDT ile Tükenmişlik Tedavisi: Gücünü Yeniden Kazanmak Mümkün - Bölüm 1

En Güzel Yüzey “Kadın Teni” Daha Güzeli “Kitap”