Ruhtaki Yaralar Dikiş Tutmaz

Ruhtaki Yaralar Dikiş Tutmaz

Hayatta her yara kanamaz. Her acı görünmez. Bazen en derin yaralar, tenimize değil, ruhumuza açılır. Ve ne bir pansuman işe yarar, ne de bir dikiş tutar…


Görünmeyeni Görmek

Fiziksel bir yara, çoğu zaman çevredekiler tarafından fark edilir. “Geçmiş olsun”lar, ilaçlar, sarılan sargılar… İyileşmesi için elbirliğiyle bir çaba gösterilir. Peki ya ruhun derinliklerinde açılan yaralar? Kırılan bir kalp, yitirilen bir güven, bastırılmış bir acı ya da çocuklukta kalan bir eksiklik… Kim fark eder? Kim sarar?


İşte bu yüzden ruhtaki yaralar daha sessizdir. Daha derin. Daha uzun süreli.


Zaman Her Şeyi İyileştirir mi?

“Zaman her şeyin ilacıdır” derler. Kimi zaman doğru. Ama bazı yaralar zamanla değil, fark edilmekle iyileşir. Konuşmakla, paylaşmakla, yüzleşmekle. Ruhsal acılar, halının altına süpürülerek geçmez. Üstü örtüldükçe büyür. Dikiş tutmamasının nedeni de budur. Çünkü bu yaralar; görünmek, anlaşılmak ve kabul edilmek ister.


İyileşmek Cesaret İster

Ruhsal iyileşme, bir sürecin adıdır. Kimi zaman terapiyle, kimi zaman bir dost sohbetiyle, bazen de uzun bir yalnızlıkla gelir. Herkesin iyileşme yolu farklıdır. Ama başlangıcı aynıdır: kabul.


Acıyı kabul etmek. Kırıldığını kabul etmek. Güçsüz olduğunu kabul etmek.


İşte bu kabul, ruhun kendi kendini onarmaya başlamasıdır. Dikiş atılmasa da kabuk bağlamaya başlar. İz kalır elbet. Ama izler de yaşanmışlığın sessiz tanıklarıdır.


Herkesin Yaraları Vardır

Hiç kimse yara almadan büyümez. Her insanın kalbinde gizli bir çatlak, zihninde taşımaktan yorulduğu anılar vardır. Bu yüzden anlayışlı olmak, empati kurmak çok kıymetlidir. Bazen bir gülümseme, bir “seni anlıyorum” cümlesi, en etkili merhemdir.


Son Söz: Yaralarınla Barış

Zaman her şeyin ilacı mı? Belki…                    
Ama bazı yaralar sadece anlaşıldıkça, konuştukça ve kabullenildikçe iyileşir.           
Dikiş tutmazlar çünkü görülmek isterler. Sarılmak isterler. Hafifletilmek isterler.

Dikiş tutmayan yaralarınla kavga etme. Onları görmezden gelme. Onlarla barış. Çünkü onlar, seni sen yapan parçaların. Güçsüzlüğünü saklamaya çalışmak yerine, kırıldığın yerden yeniden ışık saçmayı seç.

Nietzsche haklı olabilir mi?                            

“Beni öldürmeyen şey beni güçlü kılar” Kesinlikle katılıyorum üstada zira felsefem “Gömülmeden öldüm demem”

Ücretsiz Ön Görüşme

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neden? BDT, Neden Şimdi?

BDT ile Tükenmişlik Tedavisi: Gücünü Yeniden Kazanmak Mümkün - Bölüm 1

En Güzel Yüzey “Kadın Teni” Daha Güzeli “Kitap”