İnsanların Nefreti, Hırsı ve Körlüğü Yüzünden Dünya Cehennem Yeri

Gözlerimizi açtığımızda gördüğümüz şey bir zamanlar cennet gibi olan bir gezegenin, adım adım nasıl bir cehenneme dönüştüğüdür. Oysa doğa, bize yaşamayı, paylaşmayı ve sevmeyi öğretmek için vardı. Ne oldu da bu kadar yabancılaştık birbirimize, bu kadar hoyratlaştık yaşama karşı?

Sorun, insanın içindeki üç karanlık gölgeden kaynaklanıyor: nefret, hırs ve körlük.

Nefret: Bir Tohum Gibi Ekilen Zehir

İnsan, anlamadığı şeyden korkar. Ve çoğu zaman korktuğu şeyi nefretle yoğurur. Irkçılık, mezhepçilik, cinsiyetçilik gibi ayrımcılıkların temelinde bu vardır. İnsan, kendinden olmayana tahammül edemez hale geldi. Sokakta bir bakıştan, internette bir yorumdan bile düşmanlık üretebilen bir toplum yapısına dönüştük.

Nefret bulaşıcıdır. Dilden dile, kuşaktan kuşağa aktarılır. İyileştirmediğimiz her öfke, sonraki nesillere miras kalır.

Hırs: Hiç Doymayan Açlık

İnsanlar artık sadece yaşamak istemiyor; daha çok şeye sahip olmak istiyorlar. Daha fazla para, daha fazla güç, daha fazla etki… Bu doyumsuzluk hali, dünyayı sömürmeye ve tüketmeye itiyor bizi. Doğa yok oluyor, insanlık değerleri ayaklar altına alınıyor ama kimse durmuyor. Çünkü “biraz daha fazla” her zaman yeterince cazip geliyor.

Ama sorulması gereken basit bir soru var: Sahip olduklarımız gerçekten bizi mutlu ediyor mu, yoksa daha fazlasını istememize mi neden oluyor?

Körlük: Gerçeği Görmemeyi Seçmek

İnsanlar gerçekleri görmüyor değil; görmek istemiyor. Çünkü yüzleşmek acıtır. Çünkü rahatsız eder. Bir çocuk savaşta ölürken, bir kadın sokakta katledilirken, bir orman daha rant uğruna yakılırken insanlar kafalarını çeviriyor. Sosyal medyada birkaç saniyelik öfke patlamaları dışında kimse harekete geçmiyor. Bu gönüllü körlük, en büyük suç ortaklığıdır.

Peki Çözüm Var mı?

Var. Ama kolay değil. Önce içimize bakmalıyız. Nefreti sevgiyle, hırsı paylaşmayla, körlüğü farkındalıkla değiştirmeliyiz. İnsanlık, bugüne kadar yaptığı hataların bedelini fazlasıyla ödedi. Artık değişim zamanı.

Çünkü eğer biz değişmezsek, gerçekten yaşanabilir bir dünya umudu sonsuza dek kaybolacak.

Hz Ali’ye sorarlar Dünya mı? Ahiret mi? Cevabı “Dünya” olur. Neden Dünya? Çünkü “Ahiret Dünyada kazanılıyor!

Öyle ya Kur’an “Dünya Ahiretin tarlasıdır” der

Ücretsiz Ön Görüşme