Olur Dersin Olmaz! Olmaz Dersin Olur! Olmasa da Olur!
Ruhun Nirvana’sı “Olmasa da olur”
Hayat planladığımız gibi gitmez.
Ne kadar çizersek çizelim yolumuzu, çoğu zaman başka bir yöne sapar.
“Olur” diye umut bağladıklarımız ellerimizden kayıp gider.
“Olmaz” dediğimiz şeyler ise ansızın kapımızı çalar.
İşte tam da bu yüzden hayatın en büyük öğretisi/ felsefesi şu olabilir:
Olmasa da olur!
Zihnimiz kontrol etmek ister. Bilmek, yön vermek, önceden kestirmek…
Ama gerçek şudur:
Hayat, bizim planlarımıza pek aldırmaz.
Aşık olduğumuz kişi gitmiştir.
Kariyer hedefimiz suya düşmüştür.
Yıllarca emek verdiğimiz bir şey, bir anda yıkılmıştır.
Ve biz orada, bir başımıza kalmışızdır.
Ama sonra bir bakarsın…
Olmaz dediğin iş olur.
İstemem dediğin kişi hayatına ışık saçar.
“Bu beni mahveder” dediğin şey seni özgürleştirir.
İşte o zaman fark edersin:
Hiçbir şey sandığın kadar kötü ya da iyi değil.
Her şey sadece… olması gerektiği gibi.
“Olur dersin, olmaz”
“Olmaz dersin, olur”
Ve sonunda, içinden en özgürce şunu söylersin:
Olmasa da olur.
Bu cümle ne pes etmek demek, ne umursamazlık.
Bu cümle, kabullenmek demek.
Hayatı, olduğu haliyle sevebilmek demek.
Kendine şunu diyebilmek:
“Ben elimden geleni yaptım. Gerisi hayatın planı.”
Bazen bırakmak büyümektir.
Bazen vazgeçmek, ilerlemektir.
Ve bazen “olmasa da olur” diyebilmek, ruhun en derin şifasıdır.
Hayat bize sürekli “daha fazlası”nı sunmaya çalışıyor. Daha çok başarı, daha çok eşya, daha çok sosyal onay… Her şeyin daha fazlası var ama bir türlü “yeter” yok. Oysa belki de aradığımız huzur, bu sonsuz arayışta değil; vazgeçişte, bırakabilmekte gizli.
“Olmasa da olur” demek, hayattan vazgeçmek değil; aksine hayatı hafifletmek demek. Bir şeyin ille de olması gerektiğine dair ısrarımız, çoğu zaman yük haline dönüşür. Beklentilerimiz, arzularımız, zorunluluklarımız… Ne kadarı gerçekten bizim, ne kadarı dayatma?
“Olmasa da olur” dediğin anda ruhun nefes alır.
O unvan? Olmasa da olur.
O pahalı çanta? Olmasa da olur.
O kişi seni sevmedi mi? Olsun, olmasa da olur.
Bu bir kayıtsızlık değil; aksine, en derin farkındalıktır. Sahip olduklarımız kadar, sahip olamadıklarımızın da değerini bilmek. Bir şeyin yokluğunda da tamam olabilmek.İşte bu, ruhun Nirvana’sıdır.
Minimalizm modası değil bu, bir varoluş felsefesi. İçinde taşıdığın yükleri, beklentileri, dayatmaları bıraktığında aslında kendine yaklaşırsın. Gerçek seni, o yalın halini, o sade ama güçlü varoluşunu bulursun.
Hayat belki de bu kadar karmaşık değil. Belki de sadece bazen şöyle demek gerek:
“Olmasa da olur!”
Ücretsiz Ön Görüşme
Yorumlar
Yorum Gönder