Anlatamadığın, Anlaşılmadığın, Kendin Gibi Hissetmediğin Yere Ait Değilsin
Bazı yerlerde içinden bir şey hep eksik kalır. Söylemek istersin ama kelimeler yetersizdir, ya da seni anlayacak bir kulak yoktur. Düşüncelerini toparlasan bile biri “abartıyorsun” der, biri “bu sen değilsin”… Ve bir bakmışsın, gerçekten de artık sen değilsin. Çünkü anlatamadığın yerde kendini küçültürsün, anlaşılmadığın yerde içine kapanırsın, kendin gibi hissedemediğin yerde yavaş yavaş silinirsin.
Bu yüzden bilmelisin: Anlatamadığın, anlaşılmadığın ve kendin gibi hissedemediğin bir yere ait değilsin.
Kendin Olmak Lüks Değil, Haktır
Toplum, aile, iş çevresi, arkadaş grupları… Herkesin bir beklentisi var. Uyum sağlamak adına bazen susuyorsun, bazen kendini bastırıyorsun. Ama ne kadar denersen dene, içinde bir boşluk kalıyor. Çünkü kendi sesini kısmak, kendine ihanet etmektir.
Kendin gibi hissetmediğin bir yerde ait olamazsın. Orası senin değil. Çünkü aitlik, yalnızca bir mekânda bulunmak değil; içsel bir huzur, bir “evindeyim” duygusudur. Kendine benzeyenlerle, seni sen yapan taraflarını bozmadan var olabildiğin yerlerde yaşar gerçek aitlik.
Anlaşılmamak Yorucudur
Anlaşılmamak sadece bir yanlış anlaşılma değildir. Zamanla değersizlik hissi yaratır. “Benim hislerim neden önemsenmiyor?” sorusu dönüp durur zihninde. En sonunda ya sessizliğe gömülürsün ya da olduğun kişiyi bir maskeyle gizlersin. Ama unutma: Kendi sesinden vazgeçmek, başkasının dünyasında figüran olmaktır.
Sen, başrolü hak ediyorsun. Kendi hikâyende, kendi ışığında yürümeyi…
Cesaret Gitmekte Gizlidir
Herkes kalmakla övünür ama bazen gitmek daha çok cesaret ister. Yanlış bir yerde kalmak, kendine yapılacak en büyük haksızlıktır. Gitmek, korkutucu olabilir ama aynı zamanda özgürleştiricidir. Kendini yeniden kurmak, nefes alabileceğin bir yer bulmak, belki de en güzel başlangıçtır.
Ait hissetmediğin yerde kalmak zorunda değilsin. Bu bir mecburiyet değil. Gitmek, kaybetmek değil; bazen kendini geri kazanmaktır.
Sözün Özü :
Anlatamadığın yerde kırılırsın. Anlaşılmadığın yerde yalnız kalırsın.Kendin gibi hissedemediğin yerde ise yavaş yavaş kaybolursun.
O yüzden, hatır için susma. Uyum sağlamak uğruna kendinden vazgeçme. Ve en önemlisi, ait hissetmediğin bir yerde sırf “alıştın” diye kalma.
Senin gibi düşünen, senin gibi hisseden, seni gerçekten gören insanlar var bu hayatta. Onları bulmak için bazen gitmen gerekir. Cesur ol. Çünkü gerçek aitlik, önce kendine sonra doğru yere varmaktır.
Anlatamadığın yer seni boğar. Anlaşılmadığın yerde eksik hissedersin. Kendin gibi hissetmediğin ve kabul görmediğin yerde ise tükenirsin.
Unutma: Ait olmak için eğilip bükülmek zorunda değilsin. Olduğun gibi olabildiğin yer, gerçek yerindir. Ve bazen o yeri bulmak için gitmek gerekir. Korkma. Git. Çünkü seni anlayan, seni sen olduğun için seven yerler de vardır bu hayatta. Ve oralarda nefes almak, yeniden doğmak gibidir.
Yorumlar
Yorum Gönder