İÇTEKİ BOŞLUĞA ÇARESİZ ÇARELER:: Uyuşturucu, Alkol, Yemek, Seks Bağımlılığı

İÇTEKİ BOŞLUĞA ÇARESİZ ÇARELER: Uyuşturucu, Alkol, Yemek, Seks Bağımlılığı | Terapista Libayguen

Her insan zaman zaman kendini boşlukta hisseder. Bu boşluk; bir kayıp, bir çocukluk travması, sevgisizlik, yalnızlık ya da kimlik arayışı gibi birçok sebepten kaynaklanabilir. Bu his, zamanla derinleşebilir ve kişi, bu içsel boşluğu doldurmak için dışsal “çarelere” yönelir. Ne yazık ki, bu çarelerin birçoğu, içsel huzuru getirmekten çok uzak; uyuşturucu, alkol, aşırı yeme ya da seks bağımlılığı gibi davranışlarla kendini gösterir.


Bağımlılık:  Geçici Kaçış, Kalıcı Yıkım


Bağımlılık, çoğu zaman sadece bir maddeye değil, hissettirdiği duyguya olur: unutmak, uyuşmak, hissetmemek ya da kısa süreli bir “iyi olma” hali… Fakat bu duygular geçicidir. Ardından gelen pişmanlık, bedenin ve ruhun yıpranması, sosyal ilişkilerin bozulması ise kalıcı izler bırakır.


Uyuşturucu ve Alkol:  Sessiz Çığlıklar


Uyuşturucu ve alkol, genellikle içsel acıyı bastırmanın, dünyadan kopmanın yolları olarak seçilir. Ancak bu maddeler, kişinin kendine yabancılaşmasına ve gerçek duygularla yüzleşme becerisini kaybetmesine neden olur. Zihinsel ve fiziksel bağımlılıkla birlikte, kişi zamanla kontrolünü kaybeder.


Yemek: Doymakla Tatmin Arasındaki Fark


Duygusal yeme, bir diğer kaçış biçimidir. Acı, kaygı ya da yalnızlık duyguları bastırıldığında; tatlılar, karbonhidratlar, aşırı yemek bir nevi “duygu yastığı”na dönüşür. Ancak fiziksel doygunluk, ruhsal açlığı doyurmaz. Kilo problemleri, sağlık sorunları ve özgüven kaybı gibi sorunlar da beraberinde gelir.


Seks Bağımlılığı:  Bağlanma Yerine Kaçış


Cinsellik sağlıklı bir yaşamın parçası olabilir; fakat bağımlılık seviyesine geldiğinde, kişi bedenini duygularından ayırır. Seks, yakınlık kurmaktan çok kaçışın bir yolu haline gelir. Bağ kurmak yerine tüketmek, sevmek yerine boşalmak… Bu döngü de nihayetinde yalnızlık ve suçluluk getirir.


Peki, Gerçek Çare Ne?


İçteki boşluk, dışsal araçlarla değil, içsel farkındalıkla dolabilir. Zira “içte yenilenmeyen dışta eskir! Çünkü herşey içten dışa doğrudur”Psikoterapi, manevi dinamikler, meditasyon, yazı yazmak, sanatla uğraşmak, sportif faaliyetler, güvenli ilişkiler kurmak gibi yöntemler, kişinin kendine temas etmesini sağlar. Boşluğu kabul etmek, onunla kalmak ve zamanla onu anlamlandırmak; en zor ama en kalıcı iyileşme yoludur.


Sonuç:


Hiçbir dışsal araç, içsel bir yaranın pansumanı olamaz. Uyuşturucu, alkol, yemek ya da seks; anlık rahatlamalar sunsa da ruhsal boşluğu sadece daha da derinleştirir. Kendinle yüzleşmekten kaçma. Acıyı bastırma, anla. Çünkü gerçek iyileşme, sadece dışsal davranışları değiştirmekle değil; içsel yaraları fark etmek ve onları şefkatle sarmakla başlar.

Ücretsiz Ön Görüşme

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neden? BDT, Neden Şimdi?

BDT ile Tükenmişlik Tedavisi: Gücünü Yeniden Kazanmak Mümkün - Bölüm 1

En Güzel Yüzey “Kadın Teni” Daha Güzeli “Kitap”