EVLİLİĞİN KARA KUTUSU : Yatak Odası
Her evliliğin bir hikâyesi vardır. Kimisi uzun uzun anlatılır, kimisi ise sadece bakışlardan anlaşılır. Ama ne kadar dışarıdan gözlemlense de, bazı alanlar vardır ki sadece iki kişi arasında kalır. İşte bu yüzden yatak odası, evliliğin “kara kutusu”dur.
Neden Kara Kutu?
Uçak kazalarında karakutu bulunur, analiz edilir ve ne olup bittiği ortaya çıkar. Aynı şekilde, bir evlilik sarsıldığında ilk sorulan sorulardan biri genellikle “Aranızda fiziksel yakınlık var mıydı?” olur. Çünkü yatak odası sadece bir uyku alanı değil; çiftler arasında bağ kurulan, duyguların ifade bulduğu, bazen de sessizliklerin en çok konuştuğu yerdir.
Yatak Odası: Sadece Bir Mekân Değil
Yatak odası, sadece estetik ya da konfor açısından değil, duygusal ve psikolojik olarak da bir çiftin durumunu yansıtır. Paylaşılan ya da paylaşılmayan bir yatak, konuşulan ya da konuşulmayan duygular, fiziksel temasın varlığı ya da yokluğu… Hepsi bu “kara kutu”ya kaydedilir.
İletişimin Sessiz Hali
Bazen kelimeler susar, beden dili konuşur. Özlem, kırgınlık, arzu ya da mesafe… Yatak odasında söylenmeyen çok şey vardır. Bu alan, çiftin birbirine ne kadar yakın ya da uzak olduğunu sessizce anlatır. Bu yüzden de evlilik terapistleri ilk olarak buraya kulak kabartır.
Gizlilik ve Mahremiyet
Evlilik dışa açık bir kurum gibi görünse de, yatak odası onun en kapalı kapısıdır. Bu yüzden kimse kimsenin evliliğini tam anlamıyla bilemez. Dost sohbetlerinde anlatılanlar ne kadar gerçek, ne kadarı örtü? Yatak odası bu konuda hep bir sır taşır.
Kara Kutuyu Nasıl Okumalı?
Çiftlerin kendi kara kutularını zaman zaman açmaları, geri sarıp dinlemeleri gerekir. Ne zaman uzaklaştık, ne zaman sustuk? Ne zaman dokunmayı bıraktık, ne zaman konuşmayı unuttuk? Bu sorulara dürüst yanıtlar, yatak odasını bir kara kutudan, bir iyileşme alanına dönüştürebilir.
Sonuç:
Evliliğin her hali değerlidir; inişleriyle, çıkışlarıyla, sessizlikleriyle… Ama en çok da mahremiyetiyle. Yatak odası, bu mahremiyetin hem aynası hem de hafızasıdır. Orada ne varsa, evliliğin gerçeği de odur.
Yatak odası çiftlerin akıl ruh yürek ve beden birlikteliğinin ortak sesi ise geliştiren, çözümleyen, mutlu eden, huzur yudumlanan bir cennet köşesidir. Ünlü Hintli düşünür Tagore tutkuların olmadığı (sadece bedensel olan) cinselliğin zina olduğunu söyler. Üstada hak vererek helalini harama çeviren çiftlere bir tavsiyem var “Bencilliği bırakın, akışta olun, mutlu ermek için mutlu olmayı isteyin, yaşatmak için yaşayın! aksi halde cinsellik gibi muhteşem bir sofradan aç kalkarsınız! ki kuru ekmek yemekten farkı yoktur.
Allah, kadınları erkeklere emanet vermiştir ve çocukların ve kadınların hakkını yemekten sakının buyurur.
Ücretsiz Ön Görüşme
Yorumlar
Yorum Gönder